9 Kasım 2013 Cumartesi

Köz Patlıcanlı Lazanya

Benim bu köz patlıcan sevdam bitmiyor. Ama neye koysam çok seviliyor. Hakkım yok değil yani :)
Bu süper tembel işi bir yemek. Anlattığım gibi yaparsanız 5 kolay malzeme ile 15dk. da fırına giriyor ve 20 dakikada pişiyor.

Köz Patlıcanlı Lazanya
4kişilik

Malzemeler

  • 10 yaprak Barilla Lazanya
  • 1 cam kavanoz kühne közlenmiş patlıcan (750 gr.)
  • 1 paket Knorr beşamel sos
  • 750 ml. Süt
  • 1,5 su bardağı rende kaşar 
  • 1 çay bardağı ince kıyılmış ceviz (opsiyonel)
Hazırlanışı

  1. Önce 750 ml. Süt ile Knorr beşamel sosu pişiriyoruz.
  2. Pyrex kaba beşamel sostan 1-2 yemek kaşığı yayıyoruz. Bu lazanyaların dibe yapışmasını engelliyor.
  3. Üzerine 2 yaprak lazanya koyuyoruz.
  4. Lazanyanın üzerine 1 kepçe beşamel sos, 2-3 yemek kaşığı köz patlıcan ve 1 yemek kaşığı rende kaşar ekliyoruz. Üzerine diğer lazanya yapraklarını ekliyoruz.
  5. Bu işlemi lazanya tercihen 5 (minimum 4) kat oluncaya kadar devam ettiriyoruz. 
  6. En üst kata gelince lazanyayı koyup kalan beşamel sosu lazanyanın her tarafını kaplayacak şekilde döküyoruz. Kalan rende kaşarı da üzerine serpiştirip 20 dk boyunca 200-220 derece arası fırınlıyoruz. Fırından çıkardıktan sonra 10 dakika dinlendirip servis ediyoruz.
Şefin önerileri:
  • Varsa tabii ki evde közlediğiniz patlıcan tercih sebebidir. Buzlukta falan varsa o da olur.
  • Konserve kullanıyorsanız: daha az yağlı olsun diye, tel bir süzgece oturtup biraz yağını süzdürüyorum. 
  • Barilla lazanyayı haşlamaya gerek kalmıyor ancak eğer beşamel sosla kaplanmamış br yeri varsa fırında kuruyabiliyor. Lazanyanın sırrı; yaptığınız fırın kabını doldurduğunuza emin olun. Çok büyük bir fırın kabının ortasına 2 kişilik lazanya yapmayın yani. Fırın kabınız lazanya ve beşamel sosla dolsun.
  • Eğer ev yapımı beşamel yapıyorsanız, ki o da kabulümüzdür, normalde yaptığınızdan daha ince kıvamlı yapmaya özen gösterin. 
  • Ve eğer ceviz koymak isterseniz, 2. Veya 3. Kata koyabilirsiniz. Veya azar azar her katmana serpiştirebilirsiniz. Keyfinize kalmış.
  • Ben bu lazanyaya domates sos önermiyorum ama keyfinize kalmış. Arzu ederseniz neden olmasın.
  • Bir de kaşarınız yoksa veya evde fazladan izmir tulum varsa tadına doyulmaz. Unutmayın köz patlıcan, ceviz ve izmir tulum çok iyi bir üçlüdür. 
Afiyet şeker olsun! Şeften sevgiler... 

2 Kasım 2013 Cumartesi

Samosa (Mercimekli Muska Böreği)

SAMOSA 


Ayıptır söylemesi bu tarifim ödül aldı :) 
Knorr'un global tarifler kitabına girdi. Bende sizlerle paylaşmak istedim. 

Aslında kağıt üstünde bakıldığında yeni işimde, eski işimdeki kadar yoğun çalışmıyorum ama tabii ki bu sadece kağıt üstünde. Mesai saati dışında çok fazla bilgisayar başındayım. 

Geçen haftalarda Knorr'un web sitesi için o kadar çok tarif yazdım ki, tarif yazmayı ne kadar çok sevdiğimi ve neden buraya vakit ayıramadığımı düşünmeme sebep oldu. İşte o yüzden biraz daha efor sarfetmeye karar verdim. 

Son 9 aydır Knorr'un ürün geliştirme şefliğini yapıyorum ve Knorr için hem sayısız tarif yazıyorum, hem de dünyada gelişen trendleri takip edip, Türk damak zevkine uygun yeni lezzetler geliştiriyorum.   

Bugünse Türk mutfağından olmayan ama Türk damak zevkine gayet uygun ve lezzetli bir tarif vereceğim. Yapılışı da çok kolay. İsmi Samosa. Bu börek Hindistan başta olmak üzere, Güney Afrika,   Asya gibi doğu taraflarında sıkça yapılıyor. İçindeki baharatlar bu böreği özel kılan asıl malzemeler. Çok acı bir şey beklemeyin ama tabii acıyı çok seviyorsanız, arttırmanızda bir sakınca yok. 

İçeriği biraz değişken. Yani 'evde bir tane malzemesi eksik diye samosa yapamam' gibi bir şey yok. Tıpkı benim diğer pek çok tarifim gibi. 

Bana göre bu böreğin olmazsa olmazı muska şeklinde yani üçgen sarılması. Sanki üçgen olmazsa samosa olmayacakmış gibi :) 

Malzemeler

  • 3 adet yufka
  • 1 su bardağı yeşil mercimek
  • 1 çay bardağı bezelye
  • 2 adet havuç rendesi
  • 2 diş sarımsak
  • 1 büyük boy kuru soğan
  • 1 çay kaşığı pul biber
  • 1 çay kaşığı kimyon
  • 1 çay kaşığı köri 
  • 1/2 çay kaşığı toz karanfil (yoksa yenibahar)
  • 1/2 çay kaşığı karabiber
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 2 yemek kaşığı ayçiçek yağı
  • 3-4 bardak su (veya tavuk suyu) 
  • kızartmak için: ayçiçek yağı 
Hazırlanışı: 
  1. teflon bir tavayı ısıtın ve ayçiçek yağını ekleyin. küp doğranmış soğan ve sarımsakları güzelce soteleyin. 
  2. üzerine yıkanmış mercimekleri ekleyip 1-2 dakika kavurun. tavuk suyunu ilave edin. bu su miktarı biraz göz kararı. suyu çektikçe ekleyebilirsiniz. 
  3. bütün baharatları mercimeklerin üstüne ekleyin ve şöyle bir tadına bakın. eğer bir şeylerin eksikliğini hissediyorsanız, biraz daha baharat veya tuz ekleyebilirsiniz. 
  4. kapağını kapatıp mercimekler yumuşayana kadar pişirmeye devam edin. ateşten almaya 5-7 dakika kala bezelye ve rendelenmiş havuçları da ekleyip biraz daha pişirin ve altını kapatıp soğumaya bırakın. 
  5. iç harcı soğurken, yufkalarımızı keselim. yufkaları upuzun dikdörtgenler halinde keseceğiz. kenarlarını düzlemeyi unutmayın.(bu kısım görmeden biraz zor. daha önce denemediyseniz, youtube dan bir video izleyin. hemen kavrarsınız :)) 
  6. yufkanın başına soğumuş iç harcımızdan birer tatlı kaşığı koyup, muska şeklinde sarıyoruz. en son böreğin iç malzemesi dışarıya çıkmasın diye ucunu kapatırken bir parça suya batırıp yapıştığına emin oluyoruz. 
  7. Kızgın ayçiçekyağında 2 tarafıda altın rengi alana kadar kızartıyoruz ve sıcak servis ediyoruz. 
Hintliler bu böreğin yanında yoğurtlu, naneli dip sos da servis ediyorlar. o kısmı zevkinize kalmış. 
baharatı daha çok seviyorsanız, daha baharatlı yapabilirsiniz veya daha az yapabilirsiniz. Kimi yörelerde tavukla ve kıymayla da yapılan bu börek hintlilerin çoğunluğunun vejetaryen olması sebebiyle böyle sebzeli. tavuk suyu ise benim yorumum. eğer tembellik havanızdaysanız, veya evde tavuk suyu yoksa 2 adet tavuk suyu tablet veya 1 adet knorr'un jöle kıvamındaki gerçek tavuk suyunuda kullanabilirsiniz. unutmayın, eğer bulyon kullanıyorsanız tuz ve biber atmayın. yoksa çok tuzlu olacaktır. 
afiyet olsun!

16 Mayıs 2013 Perşembe

Biberiyeli Zeytinyağı ve Cheddar Peyniri ile Tuzlu Kurabiyeler

İsmi sizi yanıltmasın. Hangi peynirle, hangi yağla, hangi iç dolgusuyla yapmak isterseniz, hangisi evinizde varsa serbestsiniz.
Çok malzemesi var gibi duruyor ama değil inanın. pişirme dahil maksimum 1 saat veriyorum.
Güney Afrika'dan döner dönmez, mutfağın tozunu bu tarifle attırdım. Kocam her sabah kahvaltıda ısıtıp ısıtıp bu kurabiyeyi yiyor. Deneyin, çok kolay. Ölçü derdi pek yok. Kafanıza göre takılın.
Ben sadece ilham vermek için burdayım!

Biberiyeli Zeytinyağı ve Cheddar Peyniri ile Tuzlu Kurabiyeler

  • yarım bardak becel sıvı pratik
  • yarım bardak biberiyeli sızma zeytinyağı
  • 2 yumurta (1 sarıyı ayırın)
  • 2 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 yemek kaşığı labne
  • 1 yemek kaşığı kuru maydanoz
  • 1,5 paket kabartma tozu
  • 1 silme çorba kaşığı tuz
  • 1 çorba kaşığı (varsa esmer) şeker
  • aldığı kadar un (yaklaşık 3 su bardağı)
  • 1 su bardağı + 1 çay bardağı 12 aylık olgun sarı cheddar peyniri
  • 1 su bardağı kavrulmuş ıspanak
  • 1 adet küp doğranmış soğan
  • taze çekilmiş karabiber
  •  bir kaç damla taze limon suyu
üstü için
  • 1 yumurta sarısı
  • mavi haşhaş, çörekotu, susam vs.
Hazırlanışı:
1 tam yumurta + 1 yumurta beyazını derince bir kaseye kırın. Becel sıvı pratiği, zeytinyağını, yoğurt, labneyi, 1 çay bardağı rendelenmiş cheddar'ı (veya başka bir peynirde olabilir) ekleyip iyice karıştırın.
diğer bir kapta yaklaşık 2 su bardağı unu elekten geçirin. içinde elenmemiş un parçaları olan bir kurabiye istemiyoruz. İçine tuz, taze çekilmiş karabiber, şeker, kuru maydanozu koyup karıştırın.
şimdi kuru malzemeleri yumurtalı harcın üzerine döküyoruz. karıştırmadan hemen önce kabartma tozunu ekleyin. ve tam kabartma tozunun üzerine bir kaç damla limon sıkın. (sırrı bu!)
ve malzemeleri iyice karıştıralım. muhtemelen 2 bardak un yetmeyecektir ama bir göz atın yinede. hamur elinize yapışmayana kadar yoğurun ve dediğim gibi un yetmiyorsa yaklaşık 1 bardak daha unu eleyerek azar azar ekleyin.
unutmayın çok eklerseniz çıkarma ihtimaliniz yok, ama az eklerseniz her zaman ilave şansınız var!
kısacası gördüğünüz gibi, kuru malzemeleri bir yerde, ve ıslak malzemeleri bir yerde karıştırıp hazır ettik.
Ufak bir tavada çok az yağ ile soğan ve ıspanakları kavurun. soğumaya bırakın. çok az tuz-biber ile tatlandırın.
Hamurunuzu iyice yoğurun. Kulak memesi kıvamı derler ya hani, işte öyle yumuşak ama ele yapışmayan bir kıvama gelene kadar yoğurun.
10 dakika yeter herhalde. biraz da dinlendirin, buzdolabında elbette. süperiz!
şimdi bir yerde hamur, bir yerde ıspanak, bir yerde rende cheddar. ooh bayram var bayram!
hamurdan bir parça alıp elinizle iyice inceltip, ortasına peynir ve ıspanaktan koyup kapatın.
bütün hamur bitene kadar bu işlemi uygulayın.
örneğin ben ıspanağı yetiremedim ve birazda biberli yeşil zeytinleri dilimleyip, peynirli-zeytinli kurabiyeler yaptım. inanın onlarda süper oldu.
neyse 180 derece ısınmış ve yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizin. üzerine fırça ile yumurta sarısını hafifçe sürün. üzerine de evde artık ne varsa serpiştirin. ben yarısına mavi haşhaş, yarısına çörek otu koydum. (susamla aram pek yok) yaklaşık 20 dakika pişirdim.
ama 20 dk sonra bir bıçak atıp kontrol edin hala hamur bıçağa geliyor mu diye.


Siz sormadan ben söyleyeyim:
  1. labne peyniri şart değildi. evde azıcık kalmıştı. değerlensin diye kullandım.
  2. yoğurt yoksa süt olur. süt yoksa yoğurt. miktar size kalmış. kendi mutfağınızın şefi olun. göz kararı ne demek öğrenin :)
  3. hamurumu acayip güzel kılan şey, biberiyeli zeytinyağı ve hamura eklediğim rende cheddar peyniri oldu. sırrı bu. zeytinyağı yerine tereyağı olur. (hatta daha da güzel olur) Hangi yağı koyarsanız koyun,  hamur karışımına (içinin haricinde) peynir karıştırmaya bakın.
  4. içine beyaz ya da lor peyniri gibi bir şey koyacaksanız, hamura karıştırmayın. kaşar gibi eriyen bir peynir tercih sebebidir. Lor/beyaz peynir iç için daha uygun.
  5. tabii ki sırf bu kurabiyeyi yapmak için 12 aylık olgun cheddar peyniri almadım. Güney Afrika seyahatimden aldığım fındıksı tadı olan bu peyniri baktım ki, peynir sevmeyen (sever ama tek başına yemeyen) kocaya yedirmenin mümkünatı yok, bende böyle yedirmeye karar verdim :)
  6. biberiyeli zeytinyağı dediğim kolay bir olay. 3-4 dal biberiyeyi, sızma zeytinyağı  şişesinin içine atıp 15-20 gün marine olmasına müsade ediyorsunuz. aromalı zeytinyağınız hazır. dışarıda para verip de almanıza gerek yok.
  7. kuru maydanpz yoksa panik yok. ben ilk yola çıkarken dereotlu ve peynirli yapıcam diye tutturdum ama evde yoktu ve itiraf ediyorum ben dışarı çıkıp almaya çok üşendim :) ıspanakla dereotu uyumlu değil o yüzden ıspanak varsa, biraz kuru maydanoz. yok illa dereotu varsa, dereotunu 1 demet kullanın ve iç olarak lorlu kaşar karışımlı bir peynir kullanın.
  8. bu harçtan çok iri olmayan yaklaşık 30-35 tane kurabiye çıkıyor.
gece gece tekrar acıktım gerçekten :)
deneyin, pişman olmayacaksınız.
sevgiler


Mayonezli Karamelize Soğan

Etin yanına yapılabilecek en kolay garnitürün tarifi bu.
Aşçılık, beceri, yetenek gerektirmiyor. Sadece bu 3 temel malzemeyi bir araya getirin (yağı saymıyorum) ve ne kadar lezzetli olduğunu göreceksiniz.

2 kişilik için malzemeler:
  • 1 tatlı kaşığı ayçiçek yağı
  • 2 adet soğan
  • 1/2 knorr et bulyon
  • 1 yemek kaşığı Hellman's mayonez (piyasadaki en güzel mayonez bence Hellman's. yoksa diğerleri de olur)
Soğanı soyun, ikiye bölün. yarım ay şeklinde doğrayın.
Soğuk tavaya yağı koyun, soğanları ekleyin karıştırın. altını açın.
Soğanı 15 dakika boyunca orta ateşte soteleyin.
15 dakika sonra ateşi kısın ve tavada renginin yavaş yavaş dönmesine müsade edin. belki 10 dk. kadar.
sonra içine yarım küp et bulyon atın. bu inanılmaz bir et tadı ve baharatlandırma sağlayacak. tuz koymanıza gerek yok. içinde olması gereken her şey var.
En son ateşten almadan 1 dk. önce ise mayonezi ekleyin, şöyle bir karıştırın ve etin yanına sıcak olarak servis edin.
Çok beğeneceksiniz!
Afiyet olsun!

15 Mayıs 2013 Çarşamba

Zeytinyağlı Enginar

O kadar kolay, güzel ve doğal bir yemek ki bu, ön hazırlığı dahil 10, bilemedin 12 dakikada ocağa koymamanız için hiçbir sebep yok.
Malzemeler
  • 4 tane temizlenmiş enginar
  • 3 yemek kaşığı pirinç
  • 1 demet ince kıyılmış taze soğan
  • yarım demet ince kıyılmış maydanoz
  • 1 taze limon suyu
  • 1 ufak cay bardagi sızma zeytinyağı
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • Taze çekilmiş karabiber
  • 1 tatlı kaşığı şeker
Taze soğan ve dereotunu incecik kıyıp bir kaba alın. Üzerine yıkanmış pirincimizi ekleyelim. Taze sıkılmış limon suyu, sızma zeytinyağı, tuz, biber, şekeri de ekleyip hep birlikte güzelce karıştıralım. Bu pirinçli karışımı enginar canaklarinin üzerine pay edin. Derince bir tencereye koyup 1,5 bardak (300 ml.) kadar kaynar suyu ekleyip ateşe koyun. Bitti bu kadar basit.

En kısık ateşte enginarlar yumusayana kadar yaklasik 40 dk pişirin. Enginarlar kılçıklı veya inatçı olabilir. İyice yumuşayana kadar pişirmekten çekinmeyin. Pişme esnasında suyu azalabilir, biraz daha su eklemekte serbestsiniz.

Suyu hafif kıvamlı olsun derseniz, bir kabın içinde 1/2 tatlı kaşığı buğday nişastasını soğuk su ile ezip, pişmesine 10 dakika kala tencereye ekleyebilirsiniz.
Bu yemek çok pirinçli olmayacak. Eğer biraz daha pirinçli olsun isterseniz miktarı 5 yemek kaşığı pirincede çıkarabillirsiniz.

Şu an içeride pişiyor. Mutfakta zeytinyağlı, ekşili, tuzlu, taze soğanlı iştah açıcı bir koku var. Hadi hemen gidip yapın.

Afiyet olsun!

31 Mart 2013 Pazar

Börk Aşı (Osmanlı Sarayı'nın meşhur kuru patlıcanlı yemeği)



Asitane'ye yaptığımız gastronomik ziyaret beni bir süredir Osmanlı mutfağı konusunda düşüncelere sevk etmiş durumda. Osmanlı mutfağı çok zengin bir mutfak ancak Asitane gibi çok az restoran bunu hayata geçirme cesaretini sergiliyor. Zira Osmanlı zor bir mutfak. Üstelik modern çağda, günlerin su gibi aktığı, fast-food'un düstur bellendiği zamanlarda, insanlar böyle ağdalı ve emek isteyen tarifler yapmak istemiyor. 
Literatüre bakıldığında Osmanlı'ya ait bir sürü farklı kaynak ve reçeteler mevcut. Elbetteki bir modern İtalyan mutfağı kadar kaynak olmayabilir; yine de mutfağı yaşatmaya devam edecek kadar çok reçete mevcut. 
Konuyu fazla dağıtmayayım; ablam ve babam İzmir'den geldiklerinde, eşimle birlikte onları Asitane'ye yemeğe götürdük ve hepimiz çok memnun ayrıldık. Ancak babamın yediği yemek beni uzaklara alıp götürdü ve bu yemeği evde yapma isteği duydum. 
Bu BASİT bir tarif. Adı Osmanlı diye sizi ürkütmesin. Ayrıca kuru patlıcanı dolma dışında nerde kullanabilirim ki sorusu da cevap bulmuş oluyor. 

BÖRK AŞI

Malzemeler:
  • 15 adet kuru patlıcan
  • 1 adet iri boy soğan
  • 250 gr. kuşbaşı kuzu/dana eti
  • 2 yk. pirinç
  • 3-4 diş sarımsak
  • 2 yk. nar ekşisi
  • 1 yk. salça (osmanlıda ne domates ne de salça yoktu ancak ben bu yemeğe mutlaka koyuyorum)
  • 1 yk. tereyağı
  • 1 adet kesme şeker
  • 1 çay kaşığı pul biber (isteğe göre - orijinal reçetelerde yok ama hafif acı çok yakışıyor)
  • 2-3 bardak sıcak su
  • Tuz biber
Hazırlanışı: 
Kuru patlıcanları tercihen 1-2 saat sıcak suda bekletin. (ben 1 saat sonra, soğumuş suyunu döküp, yeniden kaynar suda beklettim. süper yumuşadı. sürekli sıcak su ilave etmek pişirme süresini kısaltıyor)
Soğanları yemeklik doğrayın. 1 yemek kaşığı tereyağında çevirin. İnce kıyılmış sarımsakları ve etleri ekleyip, kavurun.
Islattığınız kuru patlıcanları, 1 parmaktan biraz ince olacak şekilde halka halka kesip etli karışıma ekleyin. Bir süre kavurun. Pirinci ve salçayı da ekleyip 1 dakika daha kavurun. Nar ekşisi, şeker, tuz biber, isteğe göre pul biberi de ekleyin. En son olarak üzerini geçecek kadar kaynar suyu ekleyip, kapağı kapalı olarak bir saat boyunca pişmeye bırakın. İyice yumuşayınca sıcak servis edin. 

Benim yemeğimde et yoktu. O gün öyle geldi içimden. Nitekim Asitane'deki de etsiz, vejetaryen başlığı altında bulunuyordu. Ama eminim padişahlar bu yemeği etsiz yemezlerdi. Nitekim araştırmalarım gösteriyor ki, orijinal tarifinde kuzu kuşbaşı mevcutmuş. Etli de etsiz de olsa sıcak servis edilen bir yemekmiş. 
Osmanlı'da domates olmaması ise: Domates bir Güney ve Orta Amerika icadı. Rivayete göre 1900'lere kadar zehirli olduğuna inanıldığı için çoğunluk yemeyi reddetmiş. Kesin olmamakla birlikte domatesin Osmanlı'ya gelmesi de aşağı yukarı 1800-1900 arası bir yerde gibi görünüyor. 
Çok nadide bir reçete. Denemenizi öneririm. 
Sevgiler, afiyetle kalın. 



Yeşil Zeytin Ezmesi

Yakın zamanda İstanbul'un meşhur Osmanlı fine dining restoranı Asitane'ye gittik ve yemekten önce böyle bir şey getirdiler. Çok hoşumuza gitti. Basit ve lezzetli bir yemeğe giriş sunuyor.
Tam tarifini bilememekle birlikte bende evde kendi versiyonumu yaptım ve gayet başarılı oldu.
İşte benim kolay reçetem:


Malzemeler:


  • 300 gr. biberli yeşil zeytin
  • 100 gr. iç ceviz
  • isterseniz 1 diş sarımsak
Hazırlanışı: 

çekirdeksiz biberli yeşil zeytinlerle birlikte cevizleri rondoya atın ve iyice püre haline gelene kadar çalıştırın. 
Rondo dönmekte zorlanırsa, biraz zeytinyağı ilavesi ekleyebilirsiniz. 
Fazla yağ ilave etmenizi önermiyorum, zira hem ceviz hem de zeytin ciddi oranda yağ içeriyor. Ben kendi versiyonuma bir kıtırlık da katması için 1 tatlı kaşığı mavi haşhaş tohumu da ekledim. Çok da yakıştı. Sarımsak opsiyonel. Kokudan rahatsız olmazsanız süper oluyor. 
Yanında ister kıtır, ister taze ekmekle yemek öncesi servis edin. Afiyetle kalın. 

23 Mart 2013 Cumartesi

Kolay Lahmacun


Ben dışarıda yemekten ya da eve yemek söylemekten çok hazzeden birisi değilim. Canım evde yapılamayacak döner, lahmacun vs. gibi bir şey istiyorsa, ancak o zaman sipariş veririm. Düne kadar lahmacun öyle birşeydi benim için. Artık değil.
Bu süper bir tarif. sadece 6 malzemesi var. O kadar kolay ki. Bir daha asla dışarıdan lahmacun söylemeyeceksiniz. Bundan daha kolayı, telefon açıp sipariş vermektir zaten. Onu da yapmayın; dışarıda neler yediğinizi tahmin bile edemezsiniz. Yıllardır sektörün içinde olan birisi olarak bunu söylüyorum. Bunu deneyin. Herkes sevecek. Çocuklar özellikle.








Kolay lahmacun

Malzemeler 
  • 250  g dana-kuzu karışık kıyma (veya sadece yağlı dana, nasıl seviyorsanız)
  • 1 adet soğan
  • 1 tane domates (rendelenmiş)
  • 1/2 bağ maydanoz
  • 1 adet kırmızı dolmalık biber
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 1 çay kaşığı pulbiber
  • 1/2 çay kaşığı toz karabiber
  • 1 silme tatlı kaşığı tuz
  • 5 adet tortilla lavaşı
Hazırlanışı

Bir kaba kıymayı alın. İnce kıyılmış maydanoz, yine ince kıyılmış kırmızı biberlerinizi ekleyin. Üzerine domates salçası, baharatlar, tuz ve rende domatesi de ilave edip güzelce yoğurun. 
(acılı seviyorsanız, zevkinize göre pul biberi arttırabilirsiniz de) 
Bu arada fırınınızı açın, 240 dereceye gelmesini beklerken, lahmacunlarımızın üstünü yapalım. 
Tortilla lavaşının üzerine iç harcı her yerine eşit kalınlıkta gelecek şekilde yayın. Burada parmaklar devreye giriyor. Bu işlemi her bir tortilla için yapın. 
Fırında tepsi, tel vs olmadığına emin olun. 
Fırın ısınınca fırının tabanına bir adet pişirme kağıdı koyun ve üzerine lahmacunu koyun. 
Yaklaşık 8-10 dk arası fırında tutun. 
Yanında roka, yeşillik ve ayran ile servis yapın. Sumaklı soğan ve limon benim favorim. Keyfinize kalmış. 

Siz sormadan ben söyleyeyim: 
-Mahalledeki fırıncınızdan aldığınız lavaşa yapın, daha da efsane olur. 

Yukarıdaki resim fırına girmeden önceki hali. Yandaki fırından çıktıktan sonraki hali. 
Deneyin. Pişman olmayacaksınız. 
Sevgiler. 

22 Mart 2013 Cuma

Bulgur Pilavı



Dün Mehmet Öz'ün showunu izliyordum ki, başka bir doktor çıktı ve bütün sağlıksız yaşantımızın kilo almamızın, bel yağlanmasının, ve dolayısıyla bel ağrılarımızın vs. sebebinin BUĞDAY olduğunu söyledi. Aklım almadı önce ama sonra açıkladıkça aklım yattı. Anneannemizin zamanındaki buğdayların 45 cm boyunda olup, şu andakilerin 15 cm. olduğunu söyledi. Ve buğday artık eski buğday değilmiş. Özellikle karın bölgesinde yağlanma yaptığını,  7 yaşındaki çocuktan, 70 yaşındaki dedeye kadar kimsenin buğday yememesi gerektiğini söylüyor. İddialı bir yaklaşım ama kendisi yine de karbonhidrat almayın demiyor. Çünkü vücudun buna da ihtiyacı var. Ve bulguru fazla abartmadan yiyebileceğimiz karbonhidratlar arasında saydı. Diğerlerinin arasında doymuş yağdan zengin kaju, antep fıstığı gibi ürünlerde var. Bunlar işin zevkli kısmı galiba :)
Bu arada doktorun iddiası, buğdayı bir anda ve hızlıca bırakmamızmış zira kendisi tıpkı uyuşturucu gibi bağımlılık yapıyormuş. Ekmek, pilav, makarna, çikolata ve hazır neredeyse tüm gıdalarda bu mevcut. Glutensiz bir şeyden bahsetmiyoruz, sadece buğday free hayat diyor. Tabii bu arada kendisinin tüm dedikleri Pierre Dukan'ın dediklerine çıkıyor ve 30-40 kilo veren hastalarını gösteriyor. Sonuçlar şaşırtıcı.
Belki de bunlardan etkilenerek akşam eve geldiğimde, zeytinyağlı bamyanın yanına bulgur pilavı yaptım.
Bana göre bulgur pilavı geyik bir şeydir. Eskiden sevmezdim. Sonra niye sevmediğimi bir gün anladım.
Dışarıda veya birinin evine gittiğimizde, bize bulgur diye verdikleri şey salçayla kavrulmuş bulgur. İçinde lezzet arttırıcı hiçbir unsur yok. Kuru kuruya bulgur pilavı olmaz. Hep söylerim, sebzeler burada anahtar. O yüzden sebzeli bulgur pilavı huzurlarınızda.

Malzemeler (3-4 kişilik)

  • 1 su bardağı bulgur
  • 1 baş soğan
  • 2-3 adet çarliston biber
  • 2-3 tane küp doğranmış domates
  • 2-3 diş sarımsak
  • 2 kaynar bardak su
  • 1-2 yemek kaşığı tercihinize göre yağ
  • 1 tatlı kaşığı salça
Hazırlanışı

Bir pilav tenceresini ısıtıp yağınızı alın. Üzerine soğanları alın. 1 dakika kavurun, sarımsakları ekleyin. Ateş orta. İri kıydığınız yeşil biberleri ekleyin. (ben irice seviyorum, yemeğin içinde kaybolması hoşuma gitmiyor. siz keyfinize göre yapın)
Kavurmaya devam, 1 dakika kadar daha. Sonra şöyle bir sudan geçirdiğiniz bulgurları da atın, hemen salçayı da ekleyin. 1-2 dakika daha kavurun. Domatesleri ekleyin. 1 dakika daha kavurun ve sonra 2 bardak sıcak suyu ekleyip, isteğinize göre tuz ve karabiber atıp kapağını kapatıp kısık ateşte pişirin. Suyunu tamamen çekince altını kapatın. Tencere ile kapak arasına bir peçete koyup 15 dk dinlendirdim. Nemini alsın, demlensin diye. Sizde öyle yapın. Sıcak servis edin. 

3-4 kişilik dedim ama ana yemeğin yanına olursa. Yoksa sırf bulgur pilavı yiyecekseniz 2-3 kişilik olabilir. 
Annem üzerine kuru nane serper. Ben bu sefer serpmedim ama çok yakışıyor. 
İsterseniz patlıcanda süper olur. Onu da minik minik doğrayıp soğanla birlikte kavurun. kalan basamaklar aynı. 
Yanına ben sarımsaklı yoğurt öneriyorum :) 
Afiyet olsun. 

13 Şubat 2013 Çarşamba

Pestolu Mozzarellalı Fırında Mantar

Bu bence dünyanın en kolay ara sıcağı. Daha sevmeyen kimseye rastlamadım. Üstelik ne zaman masaya getirseniz, herkesten bir of'lamalar, ay'lamalar, amanın'lar duyulur. Ana yemekten önceki puanları garantilemek istiyorsanız, denemeniz gerekiyor. Üstelik 3 ana malzemesi var.

Malzemeler


  • Yarım kilo mantar (sapları ayrılmış)
  • 1 su bardağı rendelenmiş mozzarella peyniri (yoksa kaşarda olur)
  • 1 yemek kaşığı pesto sos
  • Taze karabiber, tuz
Hazırlanışı

İsteyen mantarları tuzlu, limonlu suda haşlayabilir, ben bu sefer öyle yaptım. Normalde üşendiğim için yapmam, ama sanırım böyle daha güzel oldu. Mantarları yumuşak seviyorsanız haşlayın, biraz daha diri seviyorsanız çiğden koyun. 
Üzerine rende peynirinizi koyun. (bol peynirli seven daha çok da koyabilir. miktar isteğe bağlı)
Ve 180 derece ısınmış fırında 10-15 dakika, üzeri hafif kızarana kadar tutun. 
Çıktıktan sonra taze karabiber çekip, pesto sosunuzu parça parça üzerine paylaştırın. 
Sıcak servis yapın. 

12 Ocak 2013 Cumartesi

Zeytinyağlı Ispanak

Malzemeler:


  • Dondurulmuş ıspanak (ben iglo kullandım, memnunum)
  • 1 baş kuru soğan
  • 1 adet havuç 
  • 1 adet kırmızı biber (evde yoktu ben yeşilini kullandım)
  • 3-4 diş sarımsak
  • Tuz
  • Biber
  • 1 tatlı kaşığı zeytinyağı
Yapılışı

Yağı eklediğimiz tenceremize küp doğranmış soğanları ekleyip terletiyoruz. Bu esnada 2-3 yemek kaşığı su ekliyoruz. İnce kıyılmış sarımsak, küp havuç ve biberimizi ekliyoruz. Kapağı kapalı halde 2-3 dakika pişirelim. Ispanakları ekleyelim. Tuz ve karabiber ekleyelim. Gerekirse biraz daha su ekleyebiliriz. Kapağı kapalı halde ıspanaklar iyice yumuşayana kadar pişirelim. İster ılık, ister soğuk yiyelim. Voila!!!

Diyet Domates Çorbası

Uzun zamandır yazmadığımı fark ettim ve bu durum beni üzüyor. Çünkü ne kadar yoğun çalıştığımı hatırlatmaktan bir işe yaramıyor. Bugün cumartesi. Ben 15.00 de işe gideceğim. Ev sessiz çünkü saat 9 civarı ve koca derin bir uykuda. Bense son bir kaç haftadır kafamda olan şeyi sonunda bugün uygulamaya koydum ve sonunda diyete başladım. Sabah sabah gözümü açar açmaz diyet yemeklerimi yaptım bile.
Sabah erken kalkmak işime geldi aslında. Çabuk bir kahvaltı yaptım, limonlu ılık suyumu içtim. (Taylan Kümeli öyle diyor diye vallaha) 15 dakikada yemeklerimi ateşe koydum ve bunları yazarken Lipton'un bergamotlu yeşil çayını içiyorum. Çok lezzetliymiş hakikaten. Herkese öneririm. 
Şimdi asıl konumuza gelelim. Bugün iki çeşit yemek yaptım. Bir tanesi domates çorbası, bir tanesi ise zeytinyağlı ıspanak. Çorba özellikle çok kolay, 5 malzemesi var ve hiç yağ yok. İkisinin de tarifini vereyim. 

Domates Çorbası

  • 500 gr. domates püresi (ben tat marka olan püreyi kullandım. malum bu mevsimde iyi domates zor. risk almayın bence.)
  • 500 ml. su
  • 1 tatlı kaşığı buğday nişastası (biraz kıvam vermek için)
  • Tuz
  • Değirmen karabiber
Hafifçe ısıttığınız tencereye domates püresini ekleyin. Üzerine suyu ekleyin. Tıngırdamaya başlasın. Ufak bir kapta soğuk su ile ezdiğiniz buğday nişastasını tencereye ekleyin. Çorbanız kıvam alacaktır. İstediğiniz kadar tuz ve biber ile tatlandırın. Eğer arzu ederseniz servis esnasında light kaşar rendesi kullanabilirsiniz. Afiyet olsun.

not: ıspanak tarifi diğer entry'de. 

Terbiyeli Ispanaklı Sebze Çorbası

Bu hafta epey iyi geçti diyebilirim. Haftamın en eğlenceli günü ise, Show TV Ana Haber Bülteninde ünlü diyetisyen Selahattin Dönmez ile bi...